TMK Hükümleri gereği ve Yargıtay İçtihatlarında benimsenen görüşe göre; evlilik sırasında kadına takılan her türlü ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılır ve onun mal varlığına dahil olur.

TMK Hükümleri gereği ve Yargıtay İçtihatlarında benimsenen görüşe göre; evlilik sırasında kadına takılan her türlü ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılır ve onun mal varlığına dahil olur. Ziynet eşyaları TMK md.220 gereği kadının kişisel malı olup, kadın her zaman bu malın veya bedelinin ödenmesini isteyebilecektir. BK md.244 kapsamında bir sebep olmadıkça, koca, altınları veya bedellerini iadeden kaçınamaz.Her eş mülkiyet hakkına dayanarak diğer eşte bulunan tüm kişisel mallarının iadesini isteyebilecektir. Malik olmayan eş, malik eşin kişisel mallarını iade ile mükelleftir.

T.C.YARGITAY . Hukuk Genel Kurulu,Esas No: 2021/650,Karar No: 2023/76,Karar Tarihi: 15-02-2023 "...Yaşam deneyi kuralları sonucu oluşan fiili karineyle, ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4-249 Esas, 2004/247 Karar; 04.03.2020 tarihli ve 2017/3-1040 Esas, 2020/240 Karar; 04.11.2020 tarihli ve 2017/3-1512 Esas, 2020/835 Karar; sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir....Ziynet eşyası davalarında, ispat hukuku yönünden öncelikli kural; davacı kadın eş tarafından dava konusu edilen ziynet eşyalarının, cins, sayı, nitelik ve miktar olarak varlığının kanıtlanmış olması gerekliliğine ilişkindir. Ziynetlerin varlığını bu şekilde ispatlayan kadın eşin ikinci olarak ise; bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve tekrar iade edilmediğini veya bu şekilde elinden alındığına dair bir iddiası yoksa evden ayrılırken bu eşyaları yanında götürmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi gerekir. Diğer bir ifadeyle ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden kadın eş, varlığını kanıtladığı dava konusu ziynetlerin kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmakla yükümlüdür. İşte bu anda; kadın eş, fiili karineyle kişisel malı niteliğinde kabul edilen ziynet eşyalarının kendi himayesinden çıkarak, erkek eşin himayesine girdiğini şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlamış ise artık erkek eş; kadın eşe ait olan ziynet eşyalarının iadesiyle yükümlü olmadığı hususunu ispat yükü altındadır. Borçlar hukuku genel hükümleri uyarınca; aslolan borçlunun aldığı şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kuralıdır. İade edilmemek üzere alındığı hususunda ispat yükü ise yukarıda açıkça vurgulandığı gibi, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğuna göre, erkek eş himayesine girdiğini kabul ettiği bu ziynetleri iade etmemek üzere aldığını ispatlamalıdır."

TMK Madde 220 – “Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,…”

Ziynet, altın bedelinin iadesi davalarında, davacı kadın, 
-Bedelinin ödenmesinin istediği ziynetlerin cinsini, niteliklerini, miktarını ve değerini 
-Bu ziynetlerin rızası dışında davalı kocada kaldığını veya davalı tarafça bozdurulduğunu ispat etmelidir.

Kararların tam metnine, https://karararama.yargitay.gov.tr/ adresinden ulaşılabilir.